MEKTUP
Ne kadar sıradan hayatlar yaşıyoruz. Herkes ezberlediği rolü ne güzel oynuyor. Herkesin olmamızı istediği gibi de olduk sonunda. Farklı olanları aramazda ne güzelde normalleştiriyoruz. Acımazsız değiliz, aslında acı çekeniz. Duygularımız ne kadar birbirine benziyor, önceki günle ne kadar aynı. Düşündünüz mü bir gün içinde duygularınız neler oluyor. Mutluluk, heyecan, tükenmişlik, üzüntü, şaşkınlık. Bu kadar az mı sizinde.
Hiç en işlek caddesinde yaşadığınız muhitin çevrenizdekilerin size ne diyeceğini, nasıl bakacağını ve hangi sıfatları yakıştıracağını düşünmeden yüksek sesle şarkı söylediniz mi mutlu olduğunuz ve sadece o an içinizden geldiği için, ne o yoksa mırıldanmıyor musunuz bile.
Dün akşam en son ne dediniz kendi kendinize. Konuşmuyor musunuz yoksa kendinizle.
Diyelim ki bir gün çat kapı NASA dan geldiler. Biz tüm insanları uzayın heyecanını daha iyi hissedebilmesi için çeşitli kararlar aldık ve rasgele olarak belirlediğimiz bir kişiyi Ay’ a göndermeye karar verdik ve bu şanslı kişi sizsiniz. Tamam der misiniz, korkar mısınız, yapacak işleriniz mi vardır, sınavlar, verilmiş randevular, ocaktaki yemekler.
Yarın bugünün kopyası olacaksa, yanlış değil mi bir şeyler. Bir cümle kurmak istiyorum daha öncekilere benzemeyen, alabildiğine benden, olabilecek en yüksek kapasitede etkileyiciliği olan, hem güldürsün hem de ağlatsın kaygısı olmayan, fazla uzun olmayan, akılda kalabilecek ama olmuyor.
Hiç en işlek caddesinde yaşadığınız muhitin çevrenizdekilerin size ne diyeceğini, nasıl bakacağını ve hangi sıfatları yakıştıracağını düşünmeden yüksek sesle şarkı söylediniz mi mutlu olduğunuz ve sadece o an içinizden geldiği için, ne o yoksa mırıldanmıyor musunuz bile.
Dün akşam en son ne dediniz kendi kendinize. Konuşmuyor musunuz yoksa kendinizle.
Diyelim ki bir gün çat kapı NASA dan geldiler. Biz tüm insanları uzayın heyecanını daha iyi hissedebilmesi için çeşitli kararlar aldık ve rasgele olarak belirlediğimiz bir kişiyi Ay’ a göndermeye karar verdik ve bu şanslı kişi sizsiniz. Tamam der misiniz, korkar mısınız, yapacak işleriniz mi vardır, sınavlar, verilmiş randevular, ocaktaki yemekler.
Yarın bugünün kopyası olacaksa, yanlış değil mi bir şeyler. Bir cümle kurmak istiyorum daha öncekilere benzemeyen, alabildiğine benden, olabilecek en yüksek kapasitede etkileyiciliği olan, hem güldürsün hem de ağlatsın kaygısı olmayan, fazla uzun olmayan, akılda kalabilecek ama olmuyor.
BAYRAM
Yalnız geçen bir bayram, ilk bayram. Kaybetmiş gibi herkesi tek başına. Birkaç samimiyetten uzak bayram mesajı. Hele hazır mesaj gönderenler yok mu.
Yalnızlığı istemek, acıyı istemek, bilerek acı çekmeyi istemek.
bunlar başından geçen insandan bir tavsiye:
bayramda tıpış tıpış evinize gidiniz, ben ders çalışırım demeyin, sıtkınız sıyrılır beyniniz sulanır, marketler kapanır ekmek bulamazsınız, kontörünüz biter alamazsınız, kendi kendinizle konuşur gürültüden rahatsız olursunuz.
bir cümle kurmak öncekilere benzemeyen alabildiğine benden....ve devamındaki sözler ne büyük bir içtenlikle resmediyor arzularımızla imkanlarımız arasındaki uçurumu ve uçurumun kıyısına gelişimizi
YanıtlaSil