maidis

Uzun yıllar boyunca eğer okumak isteyen olursa RSS okuyucusuna kaydeder düşüncesiyle günlüğümdeki yazıların bağlantısını kullandığım sosyal medya siteleri üzerinde çok nadir paylaştım. Son yıllarda iyice fark ettim ki insanlar RSS'e yeterli ehemmiyeti vermiyor ve her zaman olmasa da ara sıra günlüğümdeki yazıların bağlantısını elle okuyucuyla buluşturmaya çalışmalıyım. Böyle de yaptım. Son yıllarda yazdığım çoğu yazıyı içeriğine uygun olarak Twitter, Facebook, LinkedIn ve Ekşi Sözlük'te paylaştım. İnsanların okumaktan daha çok izlemeyi tercih ettiği bir döneme denk gelmeseydi belki daha anlamlı sonuçlar elde edebilirdim ama önemli değil bu. Twitter'da yaptığım paylaşımlarda canımı sıkan bir eksiklik vardı ama. Paylaştığım bağlantılar sadece bağlantı olarak kalıyordu ve herhangi bir önizleme oluşturulmuyordu. Koskaca Google ve Twitter bunu bence blog yazarlarını uğraştırmadan otomatik olarak halledebilirdi ama iş bize düşüyor. Twitter'da Blogger'daki yazılar

Çoçukken severek izlediğim çizgi filmlerden Ayı Yogi'nin Çetesi 'nin Türkçe dublajlı halini bir çizgi film sitesinden youtube-dl yardımıyla indirdim. Bu sitede iki bölüm yüklendiği yerden silindiği için bunları başka bir yerden indirmem gerekti. Bulduğum sitede tek bir video dosyası yerine bir video akışı tercih edildiği için biraz farklı bir yöntem takip etmem gerekti. Bu tip durumlarla karşılaşacakların işini biraz kolaylaştırmak için neler yaptığımı kısaca yazıp alternatif yöntemlerin bulunduğu birkaç yazıya da bağlantı vereceğim. Sürekli video indiren veya video paylaşım sitelerini yakından takip eden biri olmadığım için video akışlarının ne kadar yaygın olduğunu bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa bu tip sitelerde bildiğimiz araçlar pek işe yaramıyor. İlk önce video akışlarını Linux kullanıyorsanız halihazırda elinizin altında olan, başka işletim sistemleri kullanıyorsanız da araştırarak nasıl kurabileceğinizi bulabileceğiniz birkaç araçla indirmenin yoluna bak

Birkaç gündür epey uzun zamandır izleme listemde bulunan 1980-1990 arası çekilmiş komedi filmlerini izliyorum. Az önce de  Serial Mom 'ı izledim. Tam bir film incelemesi olmasa da film hakkındaki çeşitli düşüncelerimi aşağıda bir araya getirdim. Uyarı: Tamamen film izlendikten sonra okunması gereken bir yazıdır. Film gerilim ve komedi türünü harmanlamaya çalışmış ama bunu filmin ilk yarısında (ve ikinci yarısında da) başaramadı , bakalım ikinci yarıda neler olacak göreceğiz . Bunun yerine belki tamamen bir tür tercih edilseydi çok daha iyi olurdu film için. Annenin bu hale nasıl geldiği bir şekilde izleyiciye verilebilseydi, annenin motivasyonunu bileceğimizden filmin içinde daha rahat yer bulabilirdik kendimize. Her cinayet sırasında veya öncesinde nedenler bize açıkça söyleniyor ama ama dediğim gibi anne bu hale nasıl geldi ilk yarıda  film boyunca söylenmedi. Ayrıca anne cinayetleri çok dikkatsiz şekilde işliyor ve geride bir sürü görgü tanığı ve kanıt bırakıyor, bu z

Tom Scott, yaklaşık bir yıldır takip ettiğim bir YouTube içerik üreticisi. Dün Google destekli How to build an App: Everything you didn't know you needed to know isimli yeni video serisini duyurdu. Aklında bir-iki uygulama fikri olan ve çoktan ilk sürümlerini yayımlamış olması gereken biri olarak ilgiyle izledim videoları. Geliştiriciyseniz ve yakın zamanda ilk mobil uygulamalarınızı yayımlamayı düşünüyorsanız göz atabileceğiniz bir seri kesinlikle. Making An App Is A Terrible Idea, But Here's How You Can Do It Tom, bir arkadaşıyla yaptığı ve sadece emojilerin kullanıldığı sohbet uygulamasının nasıl başarısızlıkla sonuçlandığını anlatarak bölüme başlıyor. Zombies, Run! oyunu hakkında sohbet ediliyor. Oyun koşu ve benzeri aktiviteleri daha eğlenceli hale getirmek için tasarlanmış sadece sese dayalı bir oyun. Ben ilk kez duyuyorum ama son derece ilginç sporu oyunlaştırmak. Yürü be İstanbul 'da da zombilerle değil de, yerine koyulabilecek başka bir unsurla benzer b

Tülay German beğendiğim seslerden biri. Hakkında Kor ve Ateş Yılları isimli bir belgesel olduğunu öğrendiğimde izlemek istedim. Bunun yakın zamanda mümkün olmayacağı kesinleşince German'ın kendi kaleminden çıkan Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu'nu okuma listeme ekledim. İlk baskıları Çınar Yayınları'ndan çıkan kitabı çevrimiçi sahaf sitelerinde uzaktan takip ederken Afrika Yayınları'nın yeni bir baskı çıkardığından haberdar oldum. Kitabın elime geçmesiyle üç günde okuyup bitirdim kitabı. Burada kitap hakkında bir şeyler yazmayacağım. Kitapta geçen çeşitli isimleri, yerleri, olayları, nesneleri paylaşacağım. Bunlar, benim karşılaştığım zaman hakkında araştırma yapmak için not aldığım şeyler sadece. Başka birisi için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama sonrasında benim için hatırlatıcı işlevi görecektir. Dario Moreno ve Orhan Veli bir dönem oda arkadaşıymış . Kitapta Orhan Veli doğrudan geçmiyor ama diğer iki Garip ismen geçiyor. Yatak fitili, görsel olarak şurada

Zircon , Fuchsia OS 'un dayandığı yeni bir mikro çekirdektir. Zircon, gömülü sistemler için tasarlanan ve küçük bir işletim sistemi olan Little Kernel 'den türetilmiştir. Little Kernel ise  Haiku tarafından kullanılan NewOS çekirdeğinin yaratıcısı Travis Geiselbrecht tarafından geliştirilmiştir. Zircon'un evrimi şöyle tarif edilmektedir: Zircon daha önceleri Magenta olarak biliniyordu ve herhangi bir uygulamayı, gömülü RTOS'lardan (Gerçek Zamanlı İşletim Sistemlerinden) her tür mobil ve masaüstü cihaza ölçeklendirmek üzere tasarlanmıştı. Sonuç olarak, Fuchsia OS'un Android ve Chrome OS'un doğal halefi olacağına, her ikisinin de yeteneklerini içereceğine ve her iki sistemin uygulamalarını da çalıştıracak geriye dönük uyumluluğuna sahip olacağına dair spekülasyonlar oldu. Kısacası bu çekirdek, 32 bit veya 64 bit ARM çekirdeklerinden 64 bit X86 işlemcilerine kadar herhangi bir işlemci üzerinde çalışacak şekilde tasarlanmıştır ve epey yıkıcı olma potansiyeline