BERBER
Saçınızı kimin kesmesini istersiniz. Beni seven birini tercih ederim ben. Bir berber elbette beni sever ama param için. Çocukluğumdan beri ben de herkes kadar berbere gitmişimdir ama asla fiş istemedim bir berberden. Verip vermediklerini bile bilmiyorum. Vergiden muaf mısınız berberler bir cevap lütfen.
Saçımı kesen hiç bir berberi sevemedim, evde saçım için yaptığım planlar, berber koltuğuna oturduğum andan itibaren makas darbelerinin kurbanı oldular çünkü hep. Bunu saymasak bile adam saçımı kesiyor, vücudumda en önem verdimi, organım olma yolunda hızla ilerleyeni, rüzgârda oraya buraya savrulanı, hassas kıymetlimi. Evet, bunu isteyen benim ama biraz daha nazik davranabilirdi ve kesmeyi reddedebilirdi ya da istediğim şekilde kesebilirdi ama bu bugüne kadar vuku bulmadı.
Bugüne kadar hiçbir berbere saçımı ne kadar kötü kesse de, ne yaptın abi, canım saçların içine ettin demedim, diyemedim, adamın elinde kesici alet(ler) var. Düşünsenize ertesi gün gazetelerin üçüncü sayfasını süsleyen şöyle bir haber; saç kesimini beğenmeyen müşterisini 21 yerinden makaslayarak öldüren berber 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Berber, çok pişman olduğunu, müşterinin sözlerini mesleğine hakaret olarak algıladığı için bunu yaptığını belirtti.
Saydığım bu nedenlerden ötürü genelde babama kestiririm saçlarımı. Çoğu berberden daha yeteneklidir hem de nazımı büyük bir sabırla çeker ama yine de bazen yaranamaz bana, ne yaptın baba saçlarıma derim, o da sinirlenir bi daha kesmeyeceğim der, al şu beş milyonu git berbere düzeltsin saçlarını. Aslında o kadar da kötü değildir, hatta idare edebilir bile, eline sağlık baba. Daha sonra anneme hiç bir iş bırakmadan banyonun fayansları üzerine serilen ve üzerine saçların döküldüğü gazeteleri toplayarak çöpe atarız ve işte banyo berber dükkânı imajından sıyrılarak asli görevini üstlenir. Bir banyo da çok şey olabilir, bu da bunlardan biri sadece.
Artik ben de babamın saçlarını kesebiliyorum, o da ara sıra beğenmiyor ama verdiği talimatlarla düzeltiyorum hemen. Ben en çok babama benziyorum.
Saçımı kesen hiç bir berberi sevemedim, evde saçım için yaptığım planlar, berber koltuğuna oturduğum andan itibaren makas darbelerinin kurbanı oldular çünkü hep. Bunu saymasak bile adam saçımı kesiyor, vücudumda en önem verdimi, organım olma yolunda hızla ilerleyeni, rüzgârda oraya buraya savrulanı, hassas kıymetlimi. Evet, bunu isteyen benim ama biraz daha nazik davranabilirdi ve kesmeyi reddedebilirdi ya da istediğim şekilde kesebilirdi ama bu bugüne kadar vuku bulmadı.
Bugüne kadar hiçbir berbere saçımı ne kadar kötü kesse de, ne yaptın abi, canım saçların içine ettin demedim, diyemedim, adamın elinde kesici alet(ler) var. Düşünsenize ertesi gün gazetelerin üçüncü sayfasını süsleyen şöyle bir haber; saç kesimini beğenmeyen müşterisini 21 yerinden makaslayarak öldüren berber 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Berber, çok pişman olduğunu, müşterinin sözlerini mesleğine hakaret olarak algıladığı için bunu yaptığını belirtti.
Saydığım bu nedenlerden ötürü genelde babama kestiririm saçlarımı. Çoğu berberden daha yeteneklidir hem de nazımı büyük bir sabırla çeker ama yine de bazen yaranamaz bana, ne yaptın baba saçlarıma derim, o da sinirlenir bi daha kesmeyeceğim der, al şu beş milyonu git berbere düzeltsin saçlarını. Aslında o kadar da kötü değildir, hatta idare edebilir bile, eline sağlık baba. Daha sonra anneme hiç bir iş bırakmadan banyonun fayansları üzerine serilen ve üzerine saçların döküldüğü gazeteleri toplayarak çöpe atarız ve işte banyo berber dükkânı imajından sıyrılarak asli görevini üstlenir. Bir banyo da çok şey olabilir, bu da bunlardan biri sadece.
Artik ben de babamın saçlarını kesebiliyorum, o da ara sıra beğenmiyor ama verdiği talimatlarla düzeltiyorum hemen. Ben en çok babama benziyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
sen de yaz yaz yaz buraya yaz bütün sözlerini