Mahmut Nasıl Yandı
Dün, sevgili arkadaşım Mahmut birden bire yanmaya başladı. Kendisi şakacı bir şahsiyet olduğundan ilk önceleri sallamadım, numara yapıyordur hergele diye ama bacaklarından ikisi de diz bölgesine kadar yanınca korktum. Koltuğu yakacaksın lan dedim. Git dışarıda yan, evi tutuşturacaksın şimdi. Daha önce başıma hiç böyle bir olay gelmediği için nasıl bir tepki vereceğimi bilememiştim.
Mahmut sinirlenmişti, dedim ne sinirleniyorsun tamamen kendiliğinden yandın. Abuk subuk konuştu ne dediğini tam anlamadım. Sanırım küfür etti. Bir de salya tükürük konuşuyor. Biraz iğrenç bir adamdı zaten. Seninle arkadaşlığımızın gidişatını konuşmak istiyorum dedim. Kabaca şimdi bunun doğru zaman olmadığını ifade etti. Çok kabalaştı bacağından ateş çıkıyor diye bir havalar bir tafralar sormayın.
Şimdi sen ciddi ciddi yanıyor musun diye sordum. Evet anlamında başını salladı. Ben de bu arada biraz daha geri çekildim, alevler saçımı yakabilirdi, zaten saç uzatma aşamasındaki en kritik dönemdeydi (ne uzun ne kısa, iki arada bir derede, aşağı tükü..) O zaman videonu çekeyim youtube koyalım dedim. Su diye inledi, suuuuuu. Su yok lan bilmiyor musun dedim. Bu arada çok susadığımı fark ettim, mutfağa gidip bir bardak su içtim buzdolabından. Mutfağın camını da açtım, iki taraflı cereyan yapsın diye. Mahmut un yanına gidip çıkıştım. Zaten hava sıcak bir de sen yanıyorsun fırına çevirdin lan evi dedim. Mahmut yerinden kalkmaya çalıştı fikrimce kalksaydı bana vurmaya niyetliydi. Başaramadı.
Reklamlar bitti, film izliyorduk en heyecanlı yeriydi. Birden aklıma Mahmut’ un bu hızla yanmaya devam ederse Lost’ un finalini göremeyeceği geldi, belli etmedim, üzülür garibim. Bir de gürültü yapıp duruyor filmin içine de etmeye kararlı.
Mahmut senin sorunun ne dostum diyerek başımı televizyondan ona doğru çevirdim (ağır çekim, filmlerdeki gibi). Onun durduğu yerde külleri duruyordu. Esmiyor ki rüzgar, iki taraflı cereyan bile işe yaramıyor, terliyorum. Öfff ya dedim. Annem görmeden şurayı süpürgeye vereyim de kızmasın dedim içimden. Film zaten yalan oldu. Allahtan dün borcunu vermişti.
Mahmut sinirlenmişti, dedim ne sinirleniyorsun tamamen kendiliğinden yandın. Abuk subuk konuştu ne dediğini tam anlamadım. Sanırım küfür etti. Bir de salya tükürük konuşuyor. Biraz iğrenç bir adamdı zaten. Seninle arkadaşlığımızın gidişatını konuşmak istiyorum dedim. Kabaca şimdi bunun doğru zaman olmadığını ifade etti. Çok kabalaştı bacağından ateş çıkıyor diye bir havalar bir tafralar sormayın.
Şimdi sen ciddi ciddi yanıyor musun diye sordum. Evet anlamında başını salladı. Ben de bu arada biraz daha geri çekildim, alevler saçımı yakabilirdi, zaten saç uzatma aşamasındaki en kritik dönemdeydi (ne uzun ne kısa, iki arada bir derede, aşağı tükü..) O zaman videonu çekeyim youtube koyalım dedim. Su diye inledi, suuuuuu. Su yok lan bilmiyor musun dedim. Bu arada çok susadığımı fark ettim, mutfağa gidip bir bardak su içtim buzdolabından. Mutfağın camını da açtım, iki taraflı cereyan yapsın diye. Mahmut un yanına gidip çıkıştım. Zaten hava sıcak bir de sen yanıyorsun fırına çevirdin lan evi dedim. Mahmut yerinden kalkmaya çalıştı fikrimce kalksaydı bana vurmaya niyetliydi. Başaramadı.
Reklamlar bitti, film izliyorduk en heyecanlı yeriydi. Birden aklıma Mahmut’ un bu hızla yanmaya devam ederse Lost’ un finalini göremeyeceği geldi, belli etmedim, üzülür garibim. Bir de gürültü yapıp duruyor filmin içine de etmeye kararlı.
Mahmut senin sorunun ne dostum diyerek başımı televizyondan ona doğru çevirdim (ağır çekim, filmlerdeki gibi). Onun durduğu yerde külleri duruyordu. Esmiyor ki rüzgar, iki taraflı cereyan bile işe yaramıyor, terliyorum. Öfff ya dedim. Annem görmeden şurayı süpürgeye vereyim de kızmasın dedim içimden. Film zaten yalan oldu. Allahtan dün borcunu vermişti.
.
.
.
Kaymaklar:
Yorumlar
Yorum Gönder
sen de yaz yaz yaz buraya yaz bütün sözlerini