Geçtiğimiz Ramazanda Şirinevler'de İnen Kız
27.08.2010
76D'de yine o güzel kızı gördüm. Merdivenlerden çıktık sonra, hemen karşıdaki koltukta. Benden sonra bir teyze çıktı, ona yer vermek için kalktı. Bir süre sonra, iki kişilik koltuk boşaldı, ben yakındım, o da fazla uzak değildi. Cam kenarına geçtim. Yanıma oturacaktı ve bu belki de harika olaylara vesile olacaktı. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı, o an üst kata çıkmakta olan amca. Kız, melek gibi olduğundan kendi oturmadı, yeri amcaya önerdi, amca da teklifi geri çevirmedi. Umarım amca yakın bir yerde inecektir.
Siyah tişört, beyaz şort, renkli tayt, harika saçlar. Lanet olsun arkada bir yer boşaldı, oraya gitti.
76D, tanıştır beni bu kızla...
Şirinevler'de indi. Yarının da tam cumartesi olacağı tuttu. Belki pazartesi.
Neyse, hazır hem kalemin kapağı hem de defterin sayfaları açıkken devam edeyim.
İnsanlarda şöyle bir yetenek var ama sanırım bende yok: bir insana bakınca üç aşağı, beş yukarı, yedi sağa, sekiz sola o insanın yaşını tahmin etmek. Bende sıfır - iki yaş aralığı bebek, iki - yirmi arası çocuk, yirmi otuz arası genç. Otuz - otuz beş arası amca / teyze. Üstü de dede / nine. Ama nokta atışım yok, anca bu gruplardan birine sokabiliyorum. Çocuğa amca, bebeğe dede demeyecek kadar. Bu konuya eğilmeli.
İnsanların neden pahalı not defterleri aldığını da anlıyorum şimdi. İnsana nasıl bir motivasyon veriyor anlatamam. Not olsun, günlük olsun, sürekli bir yazasınız oluyor. Örneğin küçük enişteyi tutmasalar roman yazacak adam.
Eskiden yatmamdan uyumama kadar olan sürede hayal kurardım ve bu çok eğlenceliydi. Birkaç yıldır bunu yapmıyorum. Kuracak hayal mi kalmadı, hayallerden mi bıktım bilmiyorum ama hayalsiz ve rüyasız geceler sıkmaya başladı.
Bu arada yazım bu kadar çirkin değil ama bulunduğum ortamlar en fazla bunu mümkün kılıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
sen de yaz yaz yaz buraya yaz bütün sözlerini