ESKİ KALENDER KALEMLER DÜKKÂNI
Yeni bir kalem aldığınızda onu denemek istersiniz hemen. Eve gidinceye kadar beklemeye yetecek kadar sabrınız yoksa elinizin iç kısmının kâğıt görevini üstlenmesini sağlayabilirsiniz.
Bir yazıda okumuştum; keşke tam referans verebilsem ama isimleri hatırlayamam kolay kolay. Yeni biriyle tanıştığım zamanda bu durum tekrarlanır. O kişiyi yeniden gördüğümde nereli olduğu, mesleği gibi ikinci dereceden önemli bilgiler hemencecik aklıma gelir ama ismi dilimin ucundan öteye geçemez. Bahsettiğim yazıda gelişmiş ülkelerde dolmakalemin, gelişmekte olan ülkelerde ise tükenmez kalemin daha sık kullanıldığı söyleniyordu. Şu anda bu yazıyı dolmakalemle yazsam da, tükenmez kalemi daha sık kullanıyorum.
Kalemlerde moda diye bir şey olurmuş. Ortaokul ve lise yıllarım boyunca tombow’ un siyah karizmatik kalemini kullandım. Birkaç tane vardı onlardan ama hepsini kaybettim. Evrenkente gelirken yeni bir kaleme ihtiyacım vardı. İlk önce faber castell in –şu anda adı aklıma gelmiyor, uzun bir silgisi vardı- bir modelini (bu paragrafta tamamen kurşun kalemlerden bahsetmekteyim) denedim. Beraberliğimiz fazla uzun sürmedi. Ben hoyrat kullandım galiba, kalemin uç kısmındaki mekanizma fırladı (elektronik bir şey olsaydı burada patladı demek zorunda kalacaktım, hiç hoş bir durum değil). Daha sonrakinin adı rotring tikky II idi. Mavi ve şeffaftı son sınıfa kadar kullandığım. Görünüşü çok hoştu ama o da sürekli uç kırmaya başladı. Tekrar yeni arayışlarda buldum kendimi. O gün şanslıydım galiba, raflarda eski bir dosta rastladım çünkü. Tam olarak o değildi, daha üst bir versiyondu. Sv – 05 lx tombow. Sevindim ve hemen aldım birini. Tam elime göre ifadesi güzel durur burada.
Kalem ucu olarak 05 tercih ediyorum. Keşke el yazısıyla yazabiliyor olsaydım ne güzel olurdu. Şimdi bu satırları yazarken biraz uğraşıyorum oldukça komik şeyler ortaya çıkıyor, büyük ihtimal siz buralarda times new roman göreceğiniz için yüzünüzde ancak zoraki bir tebessüm belirecek en fazla.
Aslında bu yazıyı yazarken araştırma yapsaydım, kalemlerin bulunuşları, bulan kişilerin hayatı, ilkyazılar, el yazmalarından matbaaya geçiş hakkında bir şeylerle süsleseydim satırlarımı. Sonuç kısmında da insan var oldukça kalemde var olacak temalı güzel ve uzun bir cümle kursaydım.
(bir aylık deneyimin ardın not: tombow un yeni sürümü eskisini aratıyor.)
Bir yazıda okumuştum; keşke tam referans verebilsem ama isimleri hatırlayamam kolay kolay. Yeni biriyle tanıştığım zamanda bu durum tekrarlanır. O kişiyi yeniden gördüğümde nereli olduğu, mesleği gibi ikinci dereceden önemli bilgiler hemencecik aklıma gelir ama ismi dilimin ucundan öteye geçemez. Bahsettiğim yazıda gelişmiş ülkelerde dolmakalemin, gelişmekte olan ülkelerde ise tükenmez kalemin daha sık kullanıldığı söyleniyordu. Şu anda bu yazıyı dolmakalemle yazsam da, tükenmez kalemi daha sık kullanıyorum.
Kalemlerde moda diye bir şey olurmuş. Ortaokul ve lise yıllarım boyunca tombow’ un siyah karizmatik kalemini kullandım. Birkaç tane vardı onlardan ama hepsini kaybettim. Evrenkente gelirken yeni bir kaleme ihtiyacım vardı. İlk önce faber castell in –şu anda adı aklıma gelmiyor, uzun bir silgisi vardı- bir modelini (bu paragrafta tamamen kurşun kalemlerden bahsetmekteyim) denedim. Beraberliğimiz fazla uzun sürmedi. Ben hoyrat kullandım galiba, kalemin uç kısmındaki mekanizma fırladı (elektronik bir şey olsaydı burada patladı demek zorunda kalacaktım, hiç hoş bir durum değil). Daha sonrakinin adı rotring tikky II idi. Mavi ve şeffaftı son sınıfa kadar kullandığım. Görünüşü çok hoştu ama o da sürekli uç kırmaya başladı. Tekrar yeni arayışlarda buldum kendimi. O gün şanslıydım galiba, raflarda eski bir dosta rastladım çünkü. Tam olarak o değildi, daha üst bir versiyondu. Sv – 05 lx tombow. Sevindim ve hemen aldım birini. Tam elime göre ifadesi güzel durur burada.
Kalem ucu olarak 05 tercih ediyorum. Keşke el yazısıyla yazabiliyor olsaydım ne güzel olurdu. Şimdi bu satırları yazarken biraz uğraşıyorum oldukça komik şeyler ortaya çıkıyor, büyük ihtimal siz buralarda times new roman göreceğiniz için yüzünüzde ancak zoraki bir tebessüm belirecek en fazla.
Aslında bu yazıyı yazarken araştırma yapsaydım, kalemlerin bulunuşları, bulan kişilerin hayatı, ilkyazılar, el yazmalarından matbaaya geçiş hakkında bir şeylerle süsleseydim satırlarımı. Sonuç kısmında da insan var oldukça kalemde var olacak temalı güzel ve uzun bir cümle kursaydım.
(bir aylık deneyimin ardın not: tombow un yeni sürümü eskisini aratıyor.)
Yorumlar
Yorum Gönder
sen de yaz yaz yaz buraya yaz bütün sözlerini