peki ama neden blog
Hastalandım ben de sonunda. Bir kışı kandırabilmiş olmanın mutluluğunu tatmak nasip olmadı yine. Her kış böyle bir uğrar gezergi, halimi hatrımı yoklar. Bu biraz eski bir haber iyileşme yolunda emin adımlarla ilerliyorum.
Married with Children ve Lost izliyorum bu ara dizilerden. İkisinin de dördüncü sezonundayım. İki dizideki ortak oyunculardan birini de söyleyeyim, belki sizin de dikkatinizi çekmiştir, Katey Sagal yani Peggy Bundy Lost'da da görünüyor Helen olarak. Bugüne kadar teori üretmekten kendimi men ettim ama şunu da demeden edemeyeceğim. Al Bundy yakında adaya ayak basacak ve dizinin seyri birden komediye meyledecektir. Tüm olup bitenlerin de bir şaka olduğu su yüzeyine çıkacaktır. Bu teoriyi inandırıcı bulmadıysanız şunu okuyun o zaman. Benimki kadar paralel olmasa da fena değil (Son not: gizemse gizem MwC'nın nesi eksik işte çözün çözebilirseniz).
Bizim örf ve adetlerimizde donut pek yoktur. Evlerimize sadece amerikan filmlerindeki etine dolgun (sadece kadınlar için mi kullanılıyordu yoksa bu) polis abilerin kahveye batırıp yedikleri bir yiyeceğin şapırtıları biçeminde gelir. Ama geçen pazar böyle olmadı, donut bize geldi Ayberk ve Osman ile birlikte. Az önce bahsi geçen pazardan bir önceki pazarda, saat gecenin birine doğru anlamsız bir şekilde ilerlerken ve biz araba ile eve dönüş yolundayken ağzımdan nedensizce donut yiyelim kelimelerinin ses karşılıkları döküldü. Bir yer bulduk mamafih kapanmıştı işimize yarayacak bölümütesi. Üzülmedik zira aç bile değildik, sadece bir o da olsunculuktu. Evlere dağıldık. Bu pazar da (bu paragraf da pazarların hangisi olduğu da pek bir karıştı) yoğun ısrarlara rağmen hastalığımın başlangıcını evde tek başıma kutlamak istediğim için buluşmaya gidemedim. Sonra akşamüstü telefon çaldı birazdan oradayız diye ve olaylar gelişti gelişti (seksi donut fotoğrafları için).
Bugün de bu kar ve fırtınada çatıya anten düzeltmeye çıktık. Her gün evin en sıcak odası olma başarısını açık ara önde hissettiren mutfakta da böylece minicik bir ekran olmuş oldu artık. Bu antenler, UHF VHF ler ve komşular hakkında başka bir iklimde yine yazacağım şu anda evin en soğuk odasında oldukça örtünmüş bir vaziyette yazıyorum da.
Bizim örf ve adetlerimizde donut pek yoktur. Evlerimize sadece amerikan filmlerindeki etine dolgun (sadece kadınlar için mi kullanılıyordu yoksa bu) polis abilerin kahveye batırıp yedikleri bir yiyeceğin şapırtıları biçeminde gelir. Ama geçen pazar böyle olmadı, donut bize geldi Ayberk ve Osman ile birlikte. Az önce bahsi geçen pazardan bir önceki pazarda, saat gecenin birine doğru anlamsız bir şekilde ilerlerken ve biz araba ile eve dönüş yolundayken ağzımdan nedensizce donut yiyelim kelimelerinin ses karşılıkları döküldü. Bir yer bulduk mamafih kapanmıştı işimize yarayacak bölümütesi. Üzülmedik zira aç bile değildik, sadece bir o da olsunculuktu. Evlere dağıldık. Bu pazar da (bu paragraf da pazarların hangisi olduğu da pek bir karıştı) yoğun ısrarlara rağmen hastalığımın başlangıcını evde tek başıma kutlamak istediğim için buluşmaya gidemedim. Sonra akşamüstü telefon çaldı birazdan oradayız diye ve olaylar gelişti gelişti (seksi donut fotoğrafları için).
Bugün de bu kar ve fırtınada çatıya anten düzeltmeye çıktık. Her gün evin en sıcak odası olma başarısını açık ara önde hissettiren mutfakta da böylece minicik bir ekran olmuş oldu artık. Bu antenler, UHF VHF ler ve komşular hakkında başka bir iklimde yine yazacağım şu anda evin en soğuk odasında oldukça örtünmüş bir vaziyette yazıyorum da.
Yorumlar
Yorum Gönder
sen de yaz yaz yaz buraya yaz bütün sözlerini