Çağdaş Latin Amerika Şiiri Antolojisi
Latin Amerika Şiirleri Antolojisi'ni okuduktan bir süre sonra Çağdaş Latin Amerika Şiiri Antolojisi'ni de okudum.
Ülkü Tamer'in, İngilizce ve İspanyolcadan yaptığı çevirilerden oluşan Çağdaş Latin Amerika Şiiri Antolojisi'nde, Arjantin, Ekvador, Guatemala, Brezilya, Nikaragua, Şili, Peru, Haiti, Venezuela, Küba, Meksika, Uruguay, Bolivya, Porto Riko ve Honduras'tan 50 şair, 200'e yakın şiir yer alıyor.
Yine alıntı sınırlarını aşmamaya çalışarak birkaç beğendiğim şiire yer vermek istiyorum yazının devamında.
BREZİLYA
Manuel Bandeira (1886 -1968)
SOKAK
Oturduğum bu sokak, iki dağ yolunun arasındaki,
Bir kentin caddesinden daha ilginç.
Kentlerde birbirine benzer herkes.
Herkes birbirine benzer. Herkes herkese benzer.
Burada öyle değil; bir kişiliği var herkesin.
Her yaratık apayrı.
Köpekler bile.
İşadamlarını andırıyor bu köy köpekleri:
işleri başlarından aşkın.
Ne çok insan gelip gidiyor!
Hepsi değişik; çağrışımlar başlatıyor hepsi.
Omuzlarda taşınan tabut, keçinin çektiği süt arabası.
Suyun mırıltısı neler diyor simgelerle:
Günler geçiyor, günler geçiyor!
Ve artık sonuna yaklaşıyor gençlik.
Türkçesi: Ülkü Tamer
ŞİLİ
GABRİELA MİSTRAL (1889 - 1957)
PARMAĞINI YİTİREN KÜÇÜK KIZ
Bir midye kapıverdi serçe parmağını,
midye kumlara düştü,
deniz kumları yuttu,
balina avcısı tuttu onu denizde,
balina avcısı Cebelitarık'a geldi,
Cebelitarık'ta türkü çığırdı balıkçılar:
"Duyduk duymadık demeyin, denizden
parmağını çıkardık küçük bir kızın,
sahibi kimse gelsin alsın!"
Bir tekne verin bana, gidip alayım,
tekneye bir kaptan verin,
kaptana aylık verin,
kentten toplayın kaptanın aylığını:
kuleleri, alanları, tekneleri var Marsilya'nın,
bütün dünyanın en güzel kenti
güzel olur mu hiç parmaksız bir kızla,
parmağını denize kaptırmış bir kızla,
balina avcıları susmak bilmiyor,
bekleşip duruyorlar Cebelitarık'ta.
Çeviri: Ülkü Tamer
İnsan Yasası
Thiago De MELLO
Brezilya, 1926
Carlos Heitor Cony için
MADDE I
Bu yasaya göre
Önemli olan gerçektir bundan böyle
Önemli olan yaşamdır
el ele verip
gerçek yaşam için çalışılacaktır.
MADDE II
Bu yasaya göre, iş günlerinin
bulutlu Salıların bile
bir Pazar sabahı olmaya hakları vardır.
MADDE III
Bu yasaya göre
günebakanlar olacaktır her pencerede
güne bakanlara da tanınmıştır
gölgede açma hakkı;
pencereler bütün gün açık tutulacaktır
umudun boy attığı yeşilliğe.
MADDE IV
Bu yasaya göre
insan, insana kuşku duymayacaktır.
İnsan, insana güvenecektir artık
rüzgara güvenen ağaç gibi,
havaya güvenen rüzgar gibi,
göğün mavi tarlasına güvenen hava gibi.
PARAGRAF I
İnsan, insana güvenecektir
çocuğa güvenen çocuk gibi.
MADDE V
Bu yasaya göre, kurtulmuştur insanlar
yalanların boyunduruğundan.
Kimse kuşanmak zorunda değildir artık
sessizliğin zırhını,
sözcüklerin silahını.
Sofradaki insana
tatlıdan önce gerçek verilecektir.
MADDE VI
Bu yasaya göre
Gerçekleşecektir peygamberlerin düşü:
kurt, kuzuyla otlayacaktır
Ne tad alırlarsa yediklerinden
aynı tadı alacaklardır yine.
MADDE VII
Bu yasaya göre
doğruluk ve aydınlık hüküm sürecek
ve insanların içinde dalgalanan
cömert bir bayrak olacaktır mutluluk.
MADDE VIII
Bu yasaya göre, en büyük acı
bitkide çiçek mucizesi yaratan şeyin
su olduğunu bilip de
sevgi vermemek olmuştur ve olacaktır
sevgi arayan kimseye.
MADDE IX
Bu yasaya göre
alınteri taşıyacaktır ekmek.
Ama her şeyin üstünde, her şeyden önce
sevginin ılık tadını taşıyacaktır.
MADDE X
Bu yasaya göre, herkes
ne zaman dilerse giyebilecektir
bayram giysilerini.
MADDE XI
Bu yasaya göre
seven hayvandır insan
güzeldir,
seher yıldızından bile güzeldir.
MADDE XII
Bu yasaya göre
buyruk yoktur artık, yasak yoktur.
Her şeye izin verilmiştir,
gergedanlarla bile oynayabilir insan
ve ikindiüstü yürüyüş yapabilir
elinde kocaman bir begonyayla.
PARAGRAF I
Bir tek şey yasaklanmıştır:
sevip de sevgi duyamamak.
MADDE XIII
Bu yasaya göre, artık
satın alamayacaktır kimse
doğacak güneşleri.
Korkunun sandığından çıkarılacak
ve bir dostluk kılıcı olacaktır para,
gelecek günleri kutlama hakkını,
şarkı söyleme hakkını savunacaktır.
SON MADDE
Bu yasaya göre
yasaklanmıştır özgürlük sözcüğünü kullanmak,
ağzın aldatıcı pisliğinden
ve sözlüklerden kaldırılacaktır.
Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte
diri ve saydam bir şey olacaktır özgürlük
ateş gibi, ırmak gibi
bir buğday tanesi gibi,
ve insan yüreğine yerleşecektir.
Çeviren : Ülkü TAMER
İsteyenlere ek okumalar:
Can Yücel Ben Hatta En Çok Babamı Sevdim Şiiri
YanıtlaSilBen hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici – hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ’mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Can Yücel Ben Hatta En Çok Babamı Sevdim Şiiri