Kayıtlar

Nisan, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şiir Kitabı

Günlüğümden, Dahası ve Sonrası http://maidis.tripod.com/gunlugumden.pdf

Ben Neden Yapmıyorum

Resim
Başlıktaki soru cümlesini kurdum ve hemen blogumu çektiğim fotoğraflarla zenginleştirmeye başladım. Çektiklerim henüz kıvamında değil ama. Fırsat kalmıyor fotoğrafa diğer işlerden, bu yüzden böyle. Çarşı Kaç Para Adadan Çıkmayan Adam gibi biz de uzun süredir Bosna’dan çıkmamıştık çarşıya. Vizelerden önce kafamızı dağıtmak için bindik minibüse, ver eline çarşı. Her yerde tadilat vardı, doğru düzgün fotoğraf çekemedim. Güneş de beni hep ters köşeye yatırdı. Ortaya bunlar çıktı. Lale et döneri tavsiye ederim. Kısa Film Daha önce bir kısa film organizasyonunu izlemediğimden güzel veya kötü olarak değerlendiremesem de, izlenimlerimi paylaşayım. Kahve ve makarna sponsorları izleyicilerin içecek ve yiyecek ihtiyaçlarını başarıyla karşıladılar (makarna yemedim ama daha önce aynı firmanın başka bir yerdeki tanıtımında tatmıştım, kaymaklı, fesleğenli, soslu, çok güzeldi). Tabi bunun karşılığında da her gösterim öncesi reklamlarını yayınlattılar ama bir telekomünikasyon firmasının reklamı gereksi

ÖSS'nin Faydaları

ÖSS kaldırılmasın, genç dimağlar müziksiz kalmasın. Ben kim miyim? Tabii ki ÖSS'nin yılmaz savunucusuyum. Çünkü müzik kültürüm ÖSS sayesinde başladı. Nasıl oluyor diye sormayın ve beni sinirlendirmeyin, ÖSS kalkmayacak, ilk önce bunda anlaşalım. Daha önceleri müzik dinlemekten daha önemli ne işlerim vardı bilmiyorum ama ÖSS'nin öncesinde müzik adına hiçbir şey hatırlamıyorum. Daha önceleri televizyonda çizgi film izleyip duruyordum herhalde. Şiir okumak gibi şarkı/müzik dinlemek de saçma geliyordu o zamanki bana galiba. Fakat ÖSS elimden tuttu ve bana müziği öğretti, sevdirdi. Teşekkürler ÖSS. Size şaka gibi gelebilir, bana inanmayabilirsiniz ama gerçek bu. Tek kardeş olduğum için müzik kültüründen yararlanabileceğim ağabeyim veya ablam yoktu. Anne ve babamın müzik zevkleri de bana hitap etmediği için müziğe pek ısınamamıştım. Kim yardım etti peki bana? Anladın sen cevabı... Burada biraz kendimden bahsetsem yazıyı daha iyi anlamanızı sağlayabilirim. Ortaokuldan sonra n

GÖZÜMÜZE ÇARPANLAR

http://maidis.tripod.com/gc.pdf Blogspot’ un resim ekleme özelliğinin çok kullanışsız olması dolayısıyla böyle bir pdf hazırlamak zorunda kaldım. İnternette gördüğünüz komik fotoğrafları kimlerin çektiğini, çekerkenki ruh hallerini, yükledikleri anlamları, yanlış anlamalarını da aktarmaya çalışacağım.

DOLU

Neden okuyorsunuz bu yazıyı benden izin almadan, onu ortalık bir yere koymam okuma hakkını verir mi size? Bana bela okursanız bu yazıyı bitirdikten sonra. Bu yazıyı yazarken dinlediğim şarkıya başımı sağa sola deli gibi sallayarak eşlik ettiğimi söylemek belki vazgeçirebilir sizi, okumadan sonu bırakıverirsiniz en yakın noktada. Bugün de yalnızdım. On cümle ya kurdum ya kurmadım. İki sakız çiğnedim. Bir mısır cipsi yedim. Lanet olası sıradan bir günümün aynısıydı. Tanrı bu kadar tembel olmamalı, kopyala yapıştır, her gün aynı. Evet. Evet. Evet. Başlığı sonra koyacağım. Sen de yazıyı bitirene kadar hüküm vermeye kalkma, otur sıfır. Kimin olduğunu nerden bileceğim bu satırları okuyan gözlerin. Boş gözler, gözü yaşlılar, hala ağlayan kaldı mı, susun arttık. Bu yazı olmayabilirdi ama oldu, ben de doğmayabilirdim ama doğdum. Hadi sen beni sil ben de yazdıklarımı sileyim, sana zahmet onu da sen hallediver. Çel, çeliş, çelişki, çelik. Bu konu hakkında ne söylenebilir ki, bize yalnızlık Allah’

DEĞİŞECEĞİM

Bir insan ne zaman tüm çıplaklığıyla yazar. Kimdir korktuğu. Asla gerçeğin ta kendisiyle düello etmemesi nedendir, kaybedeceğini mi bilir, ya da başka bir çekince mi. Bunları neden mi yazıyorum gerçeğin etrafından dolaşarak gerçekten bahsetmemek için. Yazıyorum, okunmuyorum, konuşuyorum, dinlenmiyorum, soruyorum, cevaplanmıyorum, sonra da bunları düşünüyorum. Belki de düşünüyor gibi yapıp zaman kazanıyorum, sonra zaman harcıyorum, koşuyor hopluyorum, hayır yapmıyorum sadece yapar gibi yapıyorum, yaşamıyorum sadece diğer insanları taklit ediyorum. Onlar yiyor ben de yiyorum, onlar uyuyor ben de. -- Blogumun kimse tarafından okunmamasının suçunu hep okurlara attım. Ama bugün bloglar arasında oldukça uzun zaman harcadım ve beğendiğim bloglar benimkinden çok farklıydı. Benimkine benzeyenlerde ise fazla duramadım. Bana biraz zaman verin, değişeceğim.

Blender

Formal bir yazı yazmanın zorluğunu asla bilemezsiniz. Diğer yazılardaki formata benzer bir yazıyla siz sevgili okuyucularıma Blender’ ı tanıtacağım. Blender, büyük ihtimalle kullandığınız işletim sistemi için de bir sürümü olan açık kaynak (GPL / BL) üç boyutlu modelleme, canlandırma, kaplama ve oyun geliştirme yazılımıdır. Konuyla ilgilenen şu adreslere tıklamak isteyebilirler: www.blender.org www.blender3d.org Dosya uzantısı .blend şeklindedir. Üç karakter olmaması sizi şaşırtmasın, korkutmasın. Ayrıca bu yazının ne Blender ne de diğer 3b yazılımları kullanmayı bilmeyen biri tarafından yazıldığını bilmek yüreğinize su serpebilir. Şarkının ritmine göre yazmaya başladım. Hadi hayırlısı. Blender harika bir kişiliğe sahip YafRay ile muhteşem bir ikili olma özelliğine sahiptir. Ayrıca Povray ve Renderman ile de ilişkileri kuvvetlidir. Python un script dili olarak kullanılmasının nedenini c/c++ göre daha hızlı ve kolay bir şekilde kodlanmasına bağlayan Blender geliştiricileri akşam yatm

bi boş sayfa vardı ne oldu ona

yedik onu biz ben yapmadım yazdık, attık o değil de onun bi de kardeşi vardı üfff o öğlene kadar çalışıyor, şimdi ben tanımadın mı artık yok, tüm güller soldu, tövbekar yeter et be bi çay demle gel cevabı bulacaksın o her yerde az önce çıktı, koşarsan yetişirsin boğazda balık avlıyor bu aralar o yırtıldı bana ondan bahsetme kafasına sıktı, gitti canı sıkıldı doldu uçak oldu kitap oldu karagümrük içinde o da yandı

BERBER

Saçınızı kimin kesmesini istersiniz. Beni seven birini tercih ederim ben. Bir berber elbette beni sever ama param için. Çocukluğumdan beri ben de herkes kadar berbere gitmişimdir ama asla fiş istemedim bir berberden. Verip vermediklerini bile bilmiyorum. Vergiden muaf mısınız berberler bir cevap lütfen. Saçımı kesen hiç bir berberi sevemedim, evde saçım için yaptığım planlar, berber koltuğuna oturduğum andan itibaren makas darbelerinin kurbanı oldular çünkü hep. Bunu saymasak bile adam saçımı kesiyor, vücudumda en önem verdimi, organım olma yolunda hızla ilerleyeni, rüzgârda oraya buraya savrulanı, hassas kıymetlimi. Evet, bunu isteyen benim ama biraz daha nazik davranabilirdi ve kesmeyi reddedebilirdi ya da istediğim şekilde kesebilirdi ama bu bugüne kadar vuku bulmadı. Bugüne kadar hiçbir berbere saçımı ne kadar kötü kesse de, ne yaptın abi, canım saçların içine ettin demedim, diyemedim, adamın elinde kesici alet(ler) var. Düşünsenize ertesi gün gazetelerin üçüncü sayfasını süsleyen

Magjmjgj

Resim
Nerde kalmıştık. Toparlayayım hemen. Düştüm, kalktım, geldim. Koştum koştum yoruldum yazıyı zamanında yetiştirmek için. Peki kimin için, eyyy bu yazıyı 2050 de okuyacak şanslı kişi, evet bu yazıtları sen keşfettin. Onları okuyan ilk kişi sensin. Dil sana biraz değişik, anlaşılmaz gelebilir ama bunun seni engelleyeceğini hiç sanmıyorum sen ki bu yazıyı internetin örümcek ağı tutmuş veri alanlarından bulup çağırmasını bilmişsin, kim tutar seni afallarım. Sana 2007 den haberler vereyim. Tarih kitaplarında yakın tarih kısmında anlatılanlardan. Reisicumhur seçimleri uzun süredir ülke gündemimizi meşgul ediyor. O mu olsun bu mu olsun yarışı. KPSS’ ye alan derslerinin eklenmesi gündemde. Dizimdeki ağrı devam ediyor, ameliyat olmam kaçınılmaz. Okulu 4 yılda bitirebilmem pamuk ipliğine bağlı, yanlış bir adım ve bir yıl uzama kabusu. Ev arkadaşlarımla şu aralar sorunsuz iletişmeler içindeyim, ya onlar bana alıştı ya da ben onlara ayak uydurmaya başladım. Fenerbahçe şu anda lider durumda (Hiç fut

f: dergisi

Bir derginin ilk sayısını neden alırım? Reklamı mı etkili olur, yazarları mı ilgimi çeker? f dergisini, son zamanlarda ilgi duyduğum bir alanı kendisine tema seçtiği için satın aldım. Bir derginin ilk sayısına para vermek cesaret işi, vermemek de öyle, dergi ileride bir efsane olabilir ve siz asla o birinci sayıya erişemezsiniz. Sayfa adedi doksan sekiz. Editörü Emre İkizler. İkizler derginin ismindeki f harfini şöyle açıklıyor: “Elbette f harfi fotoğrafı ve fotoğrafçıyı simgeliyor. Hatta filmi, flaşı ve diyaframı da simgeliyor. Ama farklı, faydalı, felsefi, fikir verici, fiyakalı, fevkalade ya da fıstık gibi tanımlamalarını da simgelediğini düşünüyoruz.” Bu yazı f: dergisine bir merhaba niteliğinde olmanın yanında fotoğrafa yeni merak salmış bir gencin (amatör kelimesini kullanmaktan kaçındım, henüz bu sıfatı taşımadığım için) bir fotoğraf dergisinden beklentilerini ne derecede karşıladığına da değiniyor. Derginin fiyatı bir öğrencinin alım gücünü aşsa da, bu tip dergilerin pahalı ol

Devre Analizi II

Şu anda İstanbul’dayım. Dün geldim. Elektrikli battaniye yatağımı sıcacık yapmış. Üşümüş ayaklarım bu sıcaklık artışı karşısında çok mutlu. Olan hiçbir şeyin aslında olduğu gibi olmadığını bilecek yaşa girdiğimden beri asla eskisi kadar mutlu olamadım. Otobüste Konya’ dan İstanbul’a gelirken yanımdaki eleman benim kekimi de yedi, bari sorsaydı. Devre Analizi II’ yi geçtim, üçüncü sefer, dokuzuncu sınavın sonunda ve tam zamanında. Plug in the cartidge before using, swing gently then write. Gazetelerin verdiği evler vardı. Birini bile yapamadım. Radikal İngilizce bir kitap veriyordu kırk elli seksen kupona, o ara denk gelmişti. Hayalet evi hatırlar gibiyim. Ama birini dahi yapmadım. Uğraştım ama yeterli motivasyon yoktu. Çünkü o zamanki aklımla da karton ve yapıştırıcının inşaat sektörü için doğru tercih olmadığının farkındalığının tavanındaydım. Yaşım yeteri kadar küçük değildi, bu yüzden ne yakabildim onları, ne de torpil patlatabildim bitmiş hallerinin içinde. İlk aldığım çizgi roman