Kayıtlar

Temmuz, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Programlamanın Öğrettikleri

bas: http://opereysin.com/edebi-hezeyanlar/737-programlama-bize-neler-ogretti/ adresindeki "Programlama bize neler öğretti? " ye yorum yazacaktım ama üyelik istediği ve benim de bunu gereksiz bulmam üzere, söyleyeceklerim beynimde kaldı, içim el vermedi, buraya yazayım dedim. Üçüncü maddede anlatılanlara fazlasıyla katılıyorum. Asla bir hafta önce öğrenmeye başladığınız "c" de tetris yapacağım demeyin, belki yaparsınız ama üzülürsünüz, canınız acır. Önce sayı tahmin yapın, sonra yılan oyunu yapın sonra tetris yapın, benim yuvam yıkıldı sizinki yıkılmasın :) [ tetristeki sorunlar :) şekillerin üst üste binememesinden kaynaklanan "tetris" yapamama (puan alamama) ve oyunun sonsuza kadar sürme tehlikesi şekillerin hızlı indirlmesi durumunda aşağı çizgiyi (sınırı) delip geçmesi köşelere yakın şekil değiştirildiğinde yan sınırların dışına taşma ... ] beş bence biraz dörtle çelişiyor, ben ziyadesiyle dörde katılıyorum. -- Programlamanın bana öğrettikleri ise: .o

BİR GÜLÜŞ

Dünya tersine döner ben güldükçe Samanyolu şaşar bu keyfime Güneşin içi erir Sıcacık olur her yer Toprak gıdıklar ayaklarımı Ağaçlar da karnımı Hayvanlar toplaşır etrafıma Çılgınca alkışlar Ben güldükçe Kaldırımlar da yürür İnsanlardan daha heyecanlı Şemsiyeler göçer sıcak iklimlere Uçurtmalar birbirini geçer 100m engellide Kurabiyeler acıkır Kahvaltı eder Ben güldükçe Askerler terhis olur Mayına basmadan Savaşlar başlamaz Politikacılar sadece sevişir Tanklar toplar Müziğe başlar Ben güldükçe Çocuklar şeker yer Düşleri çürümez Asla büyümez Oyuncaklar da çocuklarla oynar Piller hiç bitmez Ben güldükçe Mektuplar yazılır yabancılara Şarkılar bestelenir doğaya Ressam mutlulukların resmini Çizer çizer bitiremez Şair kitabını dağıtır bir öpücüğe Ben güldükçe Bulutlar ağlamaz Sadece sevinç gözyaşları Gök asla sinirlenmez Balıklar yüzme öğretir insanlara Kuşlar da uçmayı Ben güldükçe gülerim Dünya tersine döner Bir daha susmam. (bitmemiş ve bitmesi bu gidişle imkansız olan ikinci kitabımın tas

Yarın Sınav

Şarkılarda, şiirlerde ve bilumum (bu ne demek?) yerlerde 1+1=2 dirle fikrini geliştirmeye, anlatımı güçlendirmeye çalışanlara anlam veremiyorum. Canınız oyun oynamak isterse, beyaz badanalı duvarınız size teniste iyi bir rakip olabileceğine emin olabilirsiniz. Yedek topunuzun olması faydanıza çünkü camdan uçmaya meraklı oluyor bu küçük sevimli toplar. (Bilal turuncu top aşağı uçtu haberin olsun) Geldiğimden beri akşam yemeği olarak yumurta ve sosis yiyorum. Sınava daha çalışmaya başlamadım, sonum kötü olacak galiba (olmadı). O değil de bizimkiler de millete oy kullanmaya gitti demişler. Evet, bu kısmı da yalan değil ama buraya geliş sebebim tek ders sınavıdır. Tek ders sınavına girmek kötü bir şey değil ki diyorum, olmuyor, anlatamıyorum. Bu tutumlarını bildiğim için hakkımdaki çoğu gerçeği ya hiç öğrenemiyorlar ya da çok geç öğreniyorlar. Adaya düşenlerin rahatsızlıklarının geçmesi gibi benim de buraya geldikten sonra dizimdeki rahatsızlık oldukça hafifledi. Devamını dilerim. Uzun sür

Beni Seç, Beni Seç

Bu seçimlere dair ileride aklımda kalacak şeylerden biri bilinçli olarak oy kullandığım gerçeğiyse diğeri de Haydar Baş' tır. Ahmet öss ye girecek, biz de beraber gidiyoruz (biz dediğim de Bilal, Okan ve ben). Ahmet içerideyken biz de çimlerde yuvarlanıyorduk. Gençten biri geldi. Broşür dağıtıyor. Broşüre baktığımızda "İş, Aş, Haydar Baş" sloganı dikkatimizden kaçmıyor ve olaylar bitmek bir yana iyice gelişiyor. "Arkadaşlar" diyor, "öss yi kaldırıyoruz!" Bunu söylerken o kadar kendine güveniyor ki, şimdiki zamanın vurgusundan sanki yurdun dört bir yanında konuşlanmışlar ve sınavın tam ortasında tüm kitapçıkları toplayıp, yırtıp, yakacaklar ve diyecekler ki "Yok artık öss" mesajı aldık. Adama "dur yapma arkadaş içeride, sınavda" diyemesek de arkasından bize bir yarım saatlik malzeme çıkıyor. "İş, Aş, Haydar Baş", bence yaklaşım çok doğru.

I. KPSS Sınavı

Cumartesi iki oturuma gireceğiz, biri sabah diğeri de öğleden sonra. Cuma akşamı başladı saat krizi. Benim saat yok, Ahmet’ ten zar zor yüzyıllık bir casio buluyorum. Saat sanki pille değil de sevgiyle ya da başka bir manevi güçle çalışıyor, kordon filan yok zaten. Sınav sırasında öbür tarafa gidip dönse de işimi gördü. Diyeceksiniz ki eee, bu yazı bizde bir duygu değişikliği oluşturmadı, ne anlatmak istediğinin farkına ve tadına varamadık. Korkmayın daha ana konuya girmedim. Benim iki arkadaş da masa saatiyle sınava girdi. Eğer duvar saatiyle sınava giren arkadaşlarınız yoksa en iyi arkadaşlara ben sahibim demektir. Gözetmenler ne düşünmüştür acaba. Zaten sormuş biri, saat dışında bir işlevi var mı diye, iç ses yine devrede tabii ki "bizim bir arkadaşta da bundan var cevapları kontrol edeceğiz", "anlaşılmıştır tamam". Son bir not: İkinci oturuma girmeden önce bol miktarda meşrubat tüketmeyin. Sınava girdim beş on soru çözmeden engellenemez bir tuvalete gitme isteği

Tek Ders Nedeniyle

Sekize kurmuş olmama rağmen ancak dokuzda kalktım. Nedense kalkar kalkmaz kahvaltı yapamıyorum, en azından bir iki saat geçmesi gerekiyor aç olduğumu idrak edebilmem için. Baştan savma bir kahvaltının ardından toplu taşıma araçlarının birinden istifade ederek oy verme münasebetiyle Alaaddin' e gittim. İki yıl burada kalmıştım, ailemden ayrı ilk iki yıl. Ayaklarım yolları ezbere biliyordu, hiçbir komut vermeden vazifelerini icra ediyorlardı, ben de şu değişmiş, şu aynı kalmış diyerek etrafı süzüyordum. Gecenin bir vakti acıktığımız zaman bekçiyi kandırarak ayağımızda terliklerle koşturarak geldiğimiz Burcu Fırın duruyordu ama bizim yurt kapanmış yerine kız öğrenci yurdu açılmış, kim bilir kimler kalmış 206 da benden sonra. Oy kullanacağım okulu buldum. Önümde göz korkutucu bir kalabalık yoktu, kısa sürede elimde oy pusulası, zarf ve mühürle sıraların üst üste üstte üssttte konulmasıyla oluşturulmuş oy verme yerine gittim ve mührü kazanmasını istediğim partinin yuvarlağına dışarı taş

Cumartesi

Camda garip yolları takip ederek yukarı çıkan sonrasında ise hızla aşağıya uçan ve herhangi bir dış müdahale olmazsa sonsuza kadar bu döngüyü sürdüreceklerinden şüphe etmediğim sineklerimi saymasam tek başınayım. Konya’ dayım, yarın oy kullanacağım, çarşamba tek ders sınavına gireceğim. Sınavlardan nefret etmeye başladım, umarım bu son olur. Sabah saat sekizde vardım Konya’ ya. Çarşıya gidip Okan’ dan anahtarı aldım. Sonra okula gittim, öğrenci işlerine dilekçeyi bıraktım. Sonra Ahmetlerin eve geldim. Elektriği, suyu açtım, ocağı tüpe bağladım. Balkonun kapısını ve bir camı açtım. Biraz yattım, dinlendim, sonra markete gidip alışveriş yaptım. Kanımı doyurdum. Ben bu evde hiç bu kadar yalnız kalmamıştım. En az iki kişiydik hep. Çok sıkıldım. Attila İlhan' a baktım biraz, sonra Denemeler' e göz attım. Çok sıkıldım. Ağlamamak için neden bulamıyorum, ağlarsam da çok saçma olacak. Sonra gazete, eski dergiler, akşam, yatak, uyku.

Eve Gidince Uygulanacaklar

Aile mle günde bir iki saat ortak bir faaliyet yapacağım. Bilgisayar a gereğinden fazla zaman harcamayacağım. İnsanlara daha anlayışlı yaklaşacağım. Her şeyin bir gün biteceğini unutmayacağım. Kitap okumayı aksatmayacağım. Bir şey olmuyorsa sinirlenmeyeceğim, daha sonra tekrar deneyeceğim. Hayatın komik taraflarını her zaman görmeye çalışacağım. Gerçeği ne kadar geç söylersem o kadar zor olacağını unutmayacağım. Birileriyle birlikte yürüyeceğim. Susmayı seçmeyeceğim. Elimden geldiğince insanların sıkıntılarını gidereceğim. Fotoğraf çekmeyi, şiir yazmayı, karalamayı bırakmayacağım. Bir süper kahraman yaratacağım. Kâğıt uçaklar uçuracağım. Geçmişe saplanmayacağım. Şarkı söyleyeceğim. Şiirlerimi okuyacağım yüksek sesle. Şımaracağım. Özür dilemeye çalışacağım. Ağlamaktan utanmayacağım. Gülmekten çekinmeyeceğim. Düşmemek için gereğinden fazla dikkat etmeyeceğim. Arada bir koşacağım. Bir müzik aleti çalacağım. Bu yazdıklarımı unutmamak için sık sık okuyacağım. Listeye eklemeler yapacağım.

Kadının Adı Yok - Duygu Asena

Gazoz kapağını tek eliyle bükmek isteyen ve bunu başaran bir kızın öyküsü. (solucanlar kısmmında ağlayabilirsiniz; kitap boyunca kahramanın güçlü olmak için verdiği mücadelenin ilki, solucanları eline alıyor ve olaylar gelişir...) "Aman, Mehmet de güneşte çingeneye dönmüş..." (ilk güldüğüm yer) "Neden onlar büyüdüler diye düğün yapıyorlar, hediyeler alıyorlar, biz büyüyünce neden kimse bilmiyor, hediye getir miyor?"

Diferansiyel Denklemler

Yıl 2005: Ara sınav: 05 Genel sınav: 30 Bütünleme: 25 Sonuç: FF Yıl 2006: Ara sınav: 25 Genel sınav: Bütünleme: Sonuç: FF Yıl 2007: Ara sınav: 45 Genel sınav: Bütünleme: 50 Sonuç: FD Ve yıl yine 2007: Tek ders sınavı: 70 Sonuç: CB Bu ders burada biter ve ben mezun olur giderim.

Çuçullar

Artvin ile ilgili güzel bir dublaj çalışması

Şavşat Yöresi Deyimleri

benim bilmediklerimi veya herkesin bileceğini düşündüklerimi koymadım. Arkadaşlarımın beni daha iyi anlayabilmeleri için yaptığım çalışmaların bir diğer adımı. 10 günde maidis' i öğrenin (learn maidis in 10 days). ağır otur ki batman gelesin: ağırbaşlı ol ki kıymetin olsun. ağrına gitmek: gücüne gitmek. ahırki yediğin olsun: beddua. ardı gelmek: sonu gelmek, bitmek. ayaküstü uğramak: birisini geçerken uğramak. ayıdan kork kork,bokundan da mı kork: bir şey olacak diye devamlı korkmak mı gerek? (bunu bilmiyordum ama güzelmiş) ayın on dördü gibi: çok güzel. (bunu da öğrenmiş oldum ama neden güzel?) az boz: az (ben az buz olarak biliyorum bkz: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=az+buz ) batal olmak: bozulmak, arızalanmak. bedine gitmek: gözüne çirkin gözükmek. bel burk kırmak: bitkin düşmek. (çok yorulmak) beş beş olmak: çok sevinmek. (bu nereden geliyor acaba, ayrıca dört köşe olmak) bir ayar: bir yaşta olan, yaşıt. cirit atmak: etrafa seğirtmek. (bkz: http://sozluk.sourtimes.org/

Sevdiğim Filler: Erinmek

Çoçuklukta başlar tembellik, hatta bazılarımız bebekken başlar üşengeçliğe, yürümeyi de konuşmayı da geç öğrenir. Eriniriz ekmek almaya gitmeye, faturayı yatırmaya, kapıyı açmaya, yataktan çıkmaya, kısacası yapılması gereken işi yapmaya. Pirizi açmak için yıldız tornovida gerekiyorsa ve bizim o anda elimizde düz tornavida varsa diğer odaya gitmeye eriniriz, uğraşırız uğraşırız ama sonuçta yine gider alırız hem de sinirleniriz (tabiki kendi tembelliğimize). (bu sefer içerikleri almadan link verdim, sonra laf olur neme lazım) http://www.itusozluk.com/goster.php?t=erinmek http://tr.wiktionary.org/wiki/erinmek http://www.tabirlerim.com/ruya-tabirleri/erinmek/ http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=erinmek http://www.nedir.net/ext.php?m=show&b=erinmek http://www.cinarsozluk.com/search.php?word=erinmek http://www.dilimiz.com/forum/viewtopic.php?p=8503 http://www.hikayeler.net/yazilar/sen-ne-olur-kalbini-bir-dinle-erinme-/ http://www.ravda.net/rf/include.php?path=forum/showthread.php&

ascii ve unicode art

♖♘♗♕♔♗♘♖ ♙♙♙♙♙♙♙♙ ________________ ________________ ________________ ________________ ♟♟♟♟♟♟♟♟ ♜♞♝♚♛♝♞♜ daha var mı? buyrun , buyrun , buyrun , buyrun , buyrun , ansi buyrun , buyrun

şarkılar ve bir şiir

Şarkılar sucuklu yumurta sucuklu yumurta mazhar fuat özkan sizi çok seviyoruz yaptığınız şarkıları biz de dinliyoruz losttan önce losttan sonra daha kaç dizi gerek benim seni unutmama karnının sesini dinle ekmek arası yap ye bana bir masal anlat süperkahraman içinde iyiler, kötüler olsun savaşsınlar durmadan kopsun tüm kablolar guguuul sanaaa teşekkür ederim ve bir şiir Yeşil Kurbağalar kara sinekler ölür evlerde kırılır kanatları uçamazlar göklerde annem sinir olur sofrada onlara git be hayvan git ölmeyesin dışarıda şansın çoktur evlere girmeyesin.

mozluk

buradan okuyabilirsiniz...

Sevdiğim Fiiller: Uylama

Sanırım en çok çocukluğumun geçtiği mahalleden taşındıktan sonra duymuştum. Arkadaşlarımı görebilmek için sürekli anneme eski mahalleye gidelim gidelim diye tutturuyordum, o da belli bir noktadan sonra vira vira uylama co demeye başlamıştı. Sonra benim yeni mahallemize alışmam sayesinde cümle içlerinde kullanılan uylama frekansında da düşüş görüldü. -- kızım kaşınıyon sen valla uylama bana git başımdan ( eMi DeMi) http://citten.net/forum/viewtopic.php?p=31833&sid=ac6cca1f55c1d9c75a2ae2288fad54a1 -- uylamak : ısrar etmek,üstelemek gibin bişii... ( salakana , 21.07.2005 23:37) http://sourtimes.org/ -- Çok uylama oğul gena galursun Heç olmasa on-onbeş gun kalursun Bir kaç kulek peynır yanan alursun Boş yera ilişma galamam oğul http://www.artvindernegi.com/sanatcilarsayfalari/hasantorun.htm -- uylamak: Üzerine çok düşmek üstelemek. Uylama: ısrar etme http://www.birsozluk.com/ -- Uylamak : Parmağa dolayıp tekrar etmek. (Mustafa Çetin Baydar) http://www.erzurumluyum.net/sozluk/default.as